25.02.2016

………………SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE

../../….

İtiraz Eden : .

İtiraza Konu Tutanağın Tanzim Tarihi :


İtiraza Konu Tutanağın Tebellüğ Tarihi :

İtiraz Konusu : …………………………….. Şube Müdürlüğü’nün ………….tarih……. MA seri,…………… sıra nolu trafik idari para cezası karar tutanağının(Ek-1) ve yazılı para cezasının iptali hakkında.

AÇIKLAMALAR :

1- ………………tescil plakasına kayıtlı hususi otomobilimin; Karayolları Trafik Kanunu`nun 51/2-a maddesi hükmüne istinaden "Hız sınırlarını %10’dan %30’a kadar aşmak" suçunun işlendiği gerekçesiyle gıyabımda kesilen ekte sunulu ……….. tarihli, toplam …….. bedelli trafik cezası tutanağı düzenlenip, …………… tarihinde tarafıma tebliğ edilmiştir.

2- Tarafıma tebliğ olunan anılan trafik cezasında, trafik cezasının tanzim edildiği yerdeki hız sınırı belirtilmemekle birlikte, ilgili ceza maddesinden anlaşıldığı üzere, trafik cezasının tanzim edildiği yerdeki hız sınırının 90 km/s olduğu anlaşılmaktadır.

Aslında anılan trafik cezasının kesildiği yer de tam belirtilmemekle beraber, “…………” ibaresini internette sorgulatmam sonucu, bu yolun …………… Devlet Karayolu olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım.

18/10/1983 tarihli ve 18195 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun, "Hız Sınırları" başlıklı 50 inci maddesinde; "(Değişik birinci fıkra: 25/6/2010¬6001/34 md.) Motorlu araçların cins ve kullanma amaçlarına göre sürülebileceği en çok ve en az hız sınırları, şehirlerarası çift yönlü karayollarında 90 km/s, bölünmüş yollarda 110 km/s, otoyollarda 120 km/s hızı geçmemek üzere yönetmelikte belirlenir. (Ek: 17/10/1996 ¬ 4199/21 md.) İçişleri Bakanlığı yol standartlarını dikkate alarak yukarıda belirtilen hız sınırlarını otomobiller için 20 km/s artırmaya yetkilidir. En çok ve en az hız sınırlarını gösteren işaret levhaları, gerekli görülen yerlere, ilgili kuruluşlarca konulur. Bu Kanunla yetki verilen kuruluşlar tarafından yönetmelikte belirtilen hız sınırları yol ve trafik durumuna göre azaltılabilir veya çoğaltılabilir. Bu hallerde durum trafik işaretleri ile belirtilir ve uygun vasıtalarla duyurulur." hükümlerine yer verilmiştir

Anılan cezanın kesildiği …………… Devlet Karayolu’nun bölünmüş yol olduğu aşikardır. Ayrıca, bu yol ………………’ya kadar herhangi bir meskun mahalden geçmediği için ve yol ve trafik durumunda herhangi bir anormallik olmadığı için, hız sınırının azaltılması gereken bir durumda söz konusu olmamaktadır. Bütün bu sebeplerden ötürü, hız sınırının 110km/s olması gerekirken, anılan yerde 90 km/s hız sınırının uygulanması hukuka ve mevzuata aykırıdır.

Anılan yolda 110 km/s hız sınırı olduğu ve artı %10 tolerans düşünüldüğünde 121 km/s olması gereken hız sınırlamasında tarafıma 102 km/s’den dolayı ceza kesilmesi hukuksuzdur.

3- Kesinlikle tarafıma kesilen trafik cezasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla belirtmeliyim ki, aracıma ait hız ihlal fotoğraflarının tarafıma tebliğ edilmesi de hukuki bir zorunluluktur. Bu sebeple, hız ihlal fotoğraflarının olmadığını kabul etmek gerekir ki, bu da her görevli memurun keyfiyet usulüne göre ceza kesmesine olanak sağlamaktır.

4- Yine, kesinlikle tarafıma kesilen trafik cezasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla belirtmeliyim ki, hızımı tespit eden radarın kalibrasyonunda ciddi bir hata olabileceğini veya radar cihazı ve hız denetimlerinde görevlendirilen personelin gerek pratik gerekse teorik hizmet içi eğitim almamış personelden oluştuğunu, görevlilerin bu cihazı kullanırken bir yanlışlık yapmış olabileceklerini düşünmekteyim.

Bir an için hız sınırının 90km/s olduğu kabul edilse dahi, artı %10 tolerans eklediğinde elde edilen 99km/s hız sınırının, tarafımdan iddia edilği gibi sadece 3 km/s gibi, radar cihazının da çok rahatlıkla yapabileceği bir hata payı sonucu ihlal edildiği iddia edilmektedir.

5- Yine, kesinlikle tarafıma kesilen trafik cezasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla belirtmeliyim ki, bir an için hız sınırının 90km/s olduğu kabul edilse dahi, artı %10 tolerans eklediğinde elde edilen 99km/s hız sınırının, tarafımdan sadece ve sadece 3 km/s gibi, makine olmayan ve makine gibi çalışmayan insanoğlunun ayarlayamayacağı bir düzeyde ihlal edilmiş olabileceği ihtimali söz konusudur. 3km/s gibi ufak bir hatayı bir arabanın hız sabitleyicisinin dahi yapabileceği bir gerçektir. Bütün bunlara rağmen, gerekli hoş görünün ve anlayışın gösterilmeyerek ceza tahakkuk edilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı görüşündeyim.

6-Cezanın yazıldığı muhitte radar aracıyla gerekli kontrollerin yapıldığına dair sürücüleri uyaracak türden herhangi bir uyarı levhası da bulunmamaktadır. Dolayısıyla ceza tutanağını tanzim eden idari birim gerekli işaret ve uyarı levhalarını sürücülerin göreceği şekilde karayolu üzerinde yerleştirmeden adeta radar aracını gizleyerek sürücüleri tuzağa düşürmek istercesine hareket edip sürücülerin bu tuzağa düşmesine sebebiyet vermiştir. Yol üzerindeki işaretlemeler kasıtlı olarak yapılmamıştır.

Konuya ilişkin olarak Alaşehir Sulh Ceza Mahkemesinin 05/07/2013 tarihli ve 2013/493 değişik iş sayılı emsal kararında “Muteriz hakkında hız ihlali sebebiyle idari para cezası verildiği, ancak radar kontrolü yapılan yerde radar işaretinin bulunmadığı, gerekli yasal uyarılar usulüne uygun bir şekilde yapılmadan kesilen para cezalarının hukuki mesnedinin bulunmayacağı gözetilerek yapılan itirazın haklı olduğu kanaatine varılarak, usul ve yasaya aykırı idari yaptırım kararının 5326 sayılı yasanın 28/8-b fıkrası uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle başvuru haklı bulunarak idari para cezası tutanağının iptaline karar verilmiştir.

Konuya ilişkin olarak YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ’nin 08.07.2014 tarih ve 2014/2954E, 2014/14281K nolu EMSAL kararında (Ek-2); “3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükmüyle “Karayollarında trafik düzenini sağlamak ve denetlemek” görevi İçişleri Bakanlığına tevdi edilmiştir. Aynı Kanunun 33 üncü maddesi hükmüyle de İçişleri Bakanlığı kanunla yerine getirmekle yükümlü oldukları hizmetleri; tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari metinlerle düzenlemek” ile görevli ve yetkili kılınmıştır.


İçişleri Bakanlığının bu “düzenleme görev ve yetkisi” dahilinde, Trafik Denetimlerinde ve Trafik Kazalarında Alınacak Önlemlere İlişkin Yönerge hazırlanarak 31.10.2011 tarihli Bakan onayıyla yürürlüğe konulmuştur. “Trafik denetimlerinde; denetim öncesi, denetim anı ve sonrasında, trafik kazalarında ise; kaza mahalline intikal ve sonrasında yapılacak iş ve işlemlerin usul ve esasları ile trafiği yönetme ve düzenleme hareketlerini belirlemek” amacıyla çıkarılmıştır.

Yönergenin;

“Radarla hız denetiminde dikkat edilecek hususlar” başlıklı 34. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde şu kurala yer verilmiştir ,

“Sabit denetim yapılması durumunda radar aracı, karayolunun her iki yönünden kolayca görülebilecek ve trafiği tehlikeye düşürmeyecek şekilde konuşlandırılır.”


“Yol kullanıcılarının bilgilendirilmesi” başlıklı 47 nci maddesi aynen aşağıdaki şekildedir:


“(1)Trafik kurallarına uyma düzeyini arttırmak, trafik güvenliğini sağlamak ve yol kullanıcılarını bilgilendirip, bilinçlendirmek amacıyla, denetimin karayolunun hangi kesimlerinde, hangi sürelerde yapılacağı ve hangi konularda yoğunlaştırılacağı ve bunlarla ilgili risk bilgileri, neden-sonuç ilişkileri ve denetim sonuçlarının açıklanmasında ulusal ve yerel medya ile diğer iletişim araçlarından azami ölçüde faydalanılır.”

Görüldüğü gibi İçişleri Bakanlığı bu Yönerge hükmüyle “trafik kurallarına uyma düzeyini arttırmak, trafik güvenliğini sağlamak ve yol kullanıcılarını bilgilendirip, bilinçlendirmek” amacıyla trafik denetimlerinin;


- Karayolunun hangi kesimlerinde ve hangi sürelerde yapılacağı,

- Hangi konularda yoğunlaştırılacağı,


Hususlarında ulusal ve yerel medya ile diğer iletişim araçlarından azami ölçüde faydalanılmasını öngörmüştür.

Böylece, İçişleri Bakanlığı tarafından tesis edilmiş olan bir düzenleyici idari işlemle “trafik denetimlerinin karayolunun hangi kesimlerinde, hangi sürelerde yapılacağı ve hangi konularda yoğunlaştırılacağı hususlarında ulusal ve yerel medya ile diğer iletişim araçlarından da azami ölçüde faydalanılmak suretiyle yol kullanıcılarının (özellikle sürücülerin) bilgilendirilmesine” ilişkin bir düzenleme ihdas ettiği görülmektedir.


Sözü edilen bu düzenlemelerin, Avrupa Konseyinin Bakanlar Komitesinin Bakan Temsilcileri toplantısında kabul ettiği yukarıda gün ve sayısı yazılı “iyi idare konusundaki” tavsiye kararının 10. maddesinin 1. ve 2. fıkra hükümlerine uygun bulunmaktadır.


Yönergenin 3152 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi hükmüne göre İçişleri Bakanlığının bağlı kuruluşları olan ve mahsus kanunları uyarınca da bu Bakanlığın sevk ve idaresi altında bulunan genel kolluk kuvvetleri içinde yer alan trafik zabıtasını bağladığı da tartışmasızdır.


Bu açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesine gelince:

Yönergenin 34/1-ç ve 47 nci maddesi hükümleri karşısında “radarla hız denetiminin karayolunun hangi kesiminde ve hangi sürelerde yapılacağı” hususunda yol kullanıcılarının bilgilendirilmesi gerektiği kabul edilmelidir. Bu husus aynı zamanda Avrupa Konseyinin Bakanlar Komitesinin Bakan Temsilcileri tarafından kabul edilen tavsiye kararının iyi idare ilkelerinden olarak kabul edilen “açıklık ve uygun araçlarla haberdar etme” ilkelerinin de bir gereğidir.

Yönergenin 47 nci maddesi hükmüne göre, idare bu bilgilendirme faaliyetinde “ulusal ve yerel medya ile diğer iletişim araçlarından” azami ölçüde faydalanacaktır. İdarenin “yol kullanıcılarını her koşulda bilgilendirmek” ile yükümlü tutulduğu, bu amaçla “ulusal ve yerel medya ile diğer iletişim araçlarında da azami ölçüde yararlanma cihetine gidebileceği sonucuna varılması gerekmektedir. İdare öncelikle kendi mutat vasıta ve yöntemleriyle bilgilendirme yapacaktır. Zira “karayolundan yararlananlara, yol, trafik durumu ve yakın çevre ile ilgili gerekli bilgileri vermek, yasaklama ve kısıtlamaları bildirmek suretiyle trafik düzen ve güvenliğini sağlamak amacına yönelik olarak karayollarında uygulanacak trafik işaretlerinin, standart, anlam, nicelik ve nitelikleri ile diğer esaslar”, 19.06.1985 tarihli ve 18789 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Trafik İşaretleri Hakkında Yönetmelik ile düzenlenmiştir. Dolayısıyla, Trafik Denetimlerinde ve Trafik Kazalarında Alınacak Önlemlere İlişkin Yönergenin 47 nci kapsamındaki bilgilendirmenin, bu Yönetmelikteki usul ve esaslara göre konulacak “trafik işaret levhaları” ile yapılması gerekmektedir. Bu yöntem dışında gerekiyorsa medya ve diğer iletişim araçlarından da yararlanacaktır. Dolayısıyla, BAHSE KONU YÖNERGE HÜKMÜ UYARINCA, “RADARLA HIZ DENETİMİNİN KARAYOLUNUN HANGİ KESİMİNDE VE HANGİ SÜRELERDE YAPILACAĞI” KONULARINDA SÜRÜCÜLERİN, HER ŞEYDEN ÖNCE TRAFİK İŞARET LEVHALARIYLA BİLGİLENDİRİLMESİ ZORUNLUDUR.


Öncelikle kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla yapılması gereken trafik denetimlerini, YOL KULLANICILARINA CEZA VERMEK AMACIYLA BİLGİLENDİRME YAPMADAN KURAL İHLALİ YAPMASINI BEKLEMEK, TRAFİK KURALLARININ KONULUŞ AMACINA UYGUN OLMADIĞI GİBİ ARAÇ SÜRÜCÜLERİNE TUZAK KURULMASI ANLAMINA GELECEKTİR Kİ bu durum, çağdaş hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmaz ve kabul edilemez.” denilmektedir.

7- Konuya İlişkin olarak OSMANİYE SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NİN 02.10.2014 tarih ve 2014/90K nolu EMSAL kararında(Ek-3) Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 08.07.2014 tarih ve 2014/2954E, 2014/14281K nolu kararına atıfta bulunarak bahse konu trafik cezasını iptal etmiştir.

8- Bahse konu tutanak gıyabımda düzenlenmiş olup, haksız ve hukuki mesnetten yoksundur. Söz konusu ceza tutanağında imzam bulunmamakta olup, işbu eylemin gıyapta yapılması idari işlemin açıklığı ve kanunilik ilkelerine aykırıdır.

İtirazım ile benzerlik arz eden Beyoğlu 2. Sulh Ceza Mahkemesi Müteferrik 2010/388 sayılı EMSAL kararında: “Tutanak itiraz edenin yüzüne karşı düzenlenmemiştir. İtiraz eden ile aracı kullananın ve kuralı ihlal edenin aynı kişi olduğu tespit edilememiştir. Anayasanın 38/7, TCK’nın 20/1 maddesine göre ceza sorumluluğu şahsidir, başkasının eyleminden kimse sorumlu tutulamaz” denilerek hukuka aykırı bulunan trafik cezası tutanağı, 5326 sayılı yasanın 28/8-b maddesi gereğince İPTAL edilmiştir.


SONUÇ VE TALEP : Yukarıda kısaca arz ve izah ettiğim ve dosyadan da re’sen bulunacak nedenlerle …………….. Şube Müdürlüğü’nün ……………. tarih ……seri, …………….sıra nolu trafik idari para cezası karar tutanağının ve yazılı para cezasının iptaline, tüm yargılama harç ve giderlerinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. ../../….


Saygılarımla,



Ekler :

1- …………. Şube Müdürlüğü’nün ………… tarih ………. seri, ………. sıra nolu trafik idari para cezası trafik idari para cezası karar tutanağı fotokopisi.

2- Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 08.07.2014 tarih ve 2014/2954E, 2014/14281K nolu emsal kararı

3- Osmaniye Sulh Ceza Hakimliği’nin 02.10.2014 tarih ve 2014/90K nolu kararı

4- Tebliğ belgesi